Yunan Adaları'na YelkenBu sene yelken için iki haftam var. Bir tanesini mayıs sonuna, bir tanesini ekim başına ayarladım. İlkine Banu ve Ahmet ile birlikte 4 kişi çıkıyoruz. Ekimdeki ise bir katamaran macerası olacak ve 10 kişilik bir ekip ile bu maceraya kalkışacağız.
İlk teknemiz, 40 feetlik bir Beneteau. Yine Yüksel Yatçılık'tan. Bu sene ilk kez, Yunana Adaları rotası deneyeceğiz. Hem gergin, hem de çok heyecanlıyım.Uçak biletlerini çok önceden aldım. Ahmet'ler ile Sabiha Gökçen'de buluşacağız. 29 Mayıs cuma akşamı, Ahmet'lerin Türk Havayolları ile biraz erken saatte uçacağını öğreniyorum.
30 Mayıs 2015, CumartesiSabah 6.30 gibi evden çıkıyoruz. Yollar açık. Sorun havaalanında park yeri bulmakta. Havaalanının otoparkında fiyatlar soygun gibi. Bir hafta arabayı bıraktığınızda uçak parası kadar para ödemek zorunda kalıyorsunuz. Pegasus'un otoparkına girmeye karar veriyoruz. Girişini değiştirmişler. Havaalanından U dönüşü yapıp girişi buluyoruz, ama heyhat. Girişe koca bir Pegasus minibüsü çekip kapatmışlar. Otopark dolu. İşpark'a hiç bakmadan tekrar havaalanına yöneliyorum. Haftalık abonman alıyorum. Böylece biraz daha ucuza gelecek.
Kahvaltı için çok az zamanımız kalıyor. Kahvaltı tabağı ve bir böreği hızlıca yutup uçağa koşturuyoruz.
Sorunsuz bir uçuş sonrasında Dalaman'a iniyoruz. Havaalanında ilk defa bizim bavullar öne çıkıyor, döner bantta. Havataş otobüsleri yerini belediyenin otobüslerine bırakmış. Doğal olarak hizmet kalitesi de düşmüş.
Ahmetler bizden bir buçuk saat önce indiler. Marmaris'te kahvaltılarını yaptılar. Sıkıldılar ve alışverişe başlamaya karar verdiler. Böylelikle zaman kazanacağız, iyi oldu.
12.00 gibi Marmaris'teyiz. 5 dakika sonra da Netsel Marina'da. Ece Hanım ve Neriman Hanım muhabbetle bizi karşılıyrolar. Teknelerin olduyğu bir ortamda olmayı o kadar özlemişim ki. Teknemiz Famiel. Tertemiz. Tekne beyazının çok seviyorum.Yeni temizlenmiş tekne kokusunua da. Her zamanki gibi masamızda bir şişe şarap ve iyi dilek sözleri içeren tarafına yazılmış bir kart var.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapAhmetleri bulmak üzere Migros'a gidiyoruz. Alışveriş neredeyse tamamlanmış. İçecek ve su kalmış alınacak. Tekneye döner dönmez, anestezist ağabeyim Zeki Tozlu bizi ziyarete geliyor Muğla'dan. Bir bira ikram ediyorum ona. Ben henüz içmiyorum. Daha hak etmedim.
Malzemeleri yerleştirdikten sonra tekneyi teslim alıyorum ve Murat'ın telefonu ile palamarları topluyorum. Hedef, gümrük. Marinanın dışına çıkıp sola dönüyorum. Gümrük dedikleri koca vapurları yanaştığı bir iskelenin üzerinde. İskeledeki Murat'ın işaretinden önce nereye yanaşmamı istediğini pek anlamıyorum. Ama sonra koca bir deniz otobüsünün arkasına yanaşmamı istediğini idrak ediyorum. Önce iskeleden yanaşmaya çalışırken koca dalgalar ve rüzgar nedeniyle bir u dönüşü ile iskeleyi sancağıma alıyor ve çalkalana çalkalana burnumu iskeleye yanaştırıyorum. İskele o kadar yüksek ve koca kamyon lastikleri ile donatılmış ki teknemiz bana küçücük geliyor. Kendimi Haydarpaşa'da kamyon lastikleri ile donanmış şehir hatları vapur iskelesine yanaşıyormuş gibi hissediyorum. Bir miktar çapayı iskeleye sürtüyorum ama başka vukuat olmaksızın Murat'ın da yardımı ile tekneyi rıhtıma bağlamayı başarıyoruz. Koca kamyon lastiklerinin üzerinden Murat'ın elini tutarak rıhtıma çıkmayı başarıyoruz. Önce polisi bulup getiriyor Murat, sonra da gümrük memurunu. Yarım saat kadar oyalandıktan sonra işimiz bitiyor ve tekrar motoru çalıştırıp rıhtımdan ayrılıyoruz. Saat 15.00.
Hedefimiz Çiftlik.12 dm'lik bir yolumuz var. Motor-yelken 1,5 saatte oradayız. Çiftlik henüz boş. Tüm iskelelerde yer var. Bizi en hevesli çağıranın iskelesine gideceğiz. Bağlandığımızda Rafet Baba'nın iskelesine bağlanmış olduğumuzu görüyoruz. Dört kişilik masa ayırtıp hemen denize atlıyorum. Deniz buz gibi. Kıyıya kadar yüzüp tekrar tekneye dönüyorum. Ekibin geri kalanı suda daha uzun süre kalmayı başarıyor.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapÇiftlik
Akşamüstü, cin-tonikler Ahmet'ten. Çok geçe kalmadan restorandaki masamıza gidiyoruz.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapÇok nezih ve samimi bir hizmet alıyoruz bu akşam Rafet Baba'da. Mezelerimiz ve az biraz balığımız çok keyifli. 20'lik bir rakıyı ancak bitiriyoruz. Çok geçe kalmadan tuş oluyoruz. Hepimiz çok erken kalktık bu sabah. Özellikle Banu ve Ahmet. Uyku tulumu ile dışarı atıyorum kendimi. Çok özledim.
31 Mayıs 2015, PazarGece boyunca biraz üşüdüm. Ama üzerime bir şey almak üzere içeri girecek kadar değil. Boğazım hafif karıncalanıyor kalktığımda, ama geçer biliyorum. Saat 05.'te ezan sesi ile uyanıyorum. 6'da ise kalkıyorum. Restoranın tuvaletini kullanarak tıraş oluyorum.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap6.30'da hareket ediyoruz. Rotamız Simi. Çok heyecanlıyım. Ya da değilim. Çok iyi bilmiyorum. Aklımda sadece Simi'de demiri tutturmak ve sabah kalktığımızda da o demiri almak var.
Kahvaltı denizde. Motor seyri ile çok keyifli bir kahvaltı yapılıyor.
Saat 10.00'da Yunan karasularına giriyor ve Yunan bayrağını çekiyoruz. Bu benim ilk yabancı karasuyum, kaptan olarak.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapSimi limanı öncesinde hep merak ettiğim Pedi limanı var kafamda. Görmek üzere giriyoruz içeri. 10.45 gibi 8 m. suya demir bırakarak motoru kapatıyoruz.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBolca fotoğraf ve keyif sonrası 45 dakikanın sonunda demiri topluyoruz. Demire takılan bir halatı da usulca suya bırakıp limandan ayrılıyoruz.
Hemen kuzeyde Kutsumpa Burnu'ndan ana limana dönmeden önce küçük bir ada ile ada arasında kristal renkli bir su olduğunu okumuştum. Aya Marina buranın adı. 5 metreye demir bırakıp kendimizi pırıl pırıl sulara atıyoruz.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapÇıkışta ana ada ile bu küçük ada arasındaki sığlıktan tırsıp küçük adanın güneyinden dolaşarak kuzeye yöneliyoruz. Simi'de bizi, Yüksel Yatçılık'tan telefonunu aldığımız Mikhailis karşılayacak. Simi'ye yaklaşırken arıyorum Mikhailis'i. Ebru Hanım'ı veriyor bana hemen. Rodos'talarmış. Semih Bey diye birisinin telefonunu veriyorlar. Semih, Simi'de. Bizi karşılayacağını söylüyor.
Veee SymiKısa bir süre sonra Simi limanı karşımızda. Saat kulesini sancağımızda bırakarak içeri giriyoruz. Saat kulesinin sağındaki küçük koya demirlemiştik yıllar önce Cumhur hoca ve oğlu Atila Gökova'nın tekneleri ile ilk yelken haftamızın ilk yurtdışısında.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapSimi
Koya girişte iskelemizde kalan alana yönlendiriyor bizi Semih. İlk demir atışımızda tutmuyor. Toplayıp biraz daha ileri giderek bırakıyorum demiri, 10 metreye. 60 metre zincir döşeyerek yanaşıyorum rıhtıma. Demirin tuttuğu bizi bırakmamasında belli oluyor daha iskeleye yanaşamadan. Biraz daha zincir bırakınca çok rahat iki tekne arasına girip halatımızı Semih Bey'e ve iskele sorumlusuna veriyoruz. Önce koltuk halatlarını, sonra da demirimizi gerip motoru kapatıyoruz. Beni oldukça geren ilk bölümü başarmış oluyoruz. Saat 13.30 Yunan saati ile. Semih, polisi çok çabuk getiriyor. Pasaporttan isimlerimiz okuyarak kontrol ediyor kadın polis. Gümrük işlemleri için saat 17.30 beklenecek. Ama Semih halledecek zaten. Biz özgürüz.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapHemen bir şeyler atıştırması geliyoruz Ahmet'in. Arkamızdaki ilk restorana giriyoruz birer bira ve kalamar için. Bu restoranda, tüm hafta boyunca yediğimiz en lezzetli deniz ürünlerini yiyoruz. Ben Mythos içiyorum uzun bir aradan sonra.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapSonra bir miktar yürüyüşe çıkarken hemen yanındaki bir restorana da akşam için yer ayırtıyoruz. Kadıncağız bizim için hemen oraya yanaşmış bir balıkçı teknesinde 4 adet iri barbun alıyor. Önce rıhtımı tekne ile geldiğimiz yöne doru yürüyerek bitiriyor, sonra geri dönüp saat kulesine kadar keyifle yürüyoruz.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapDönüşte kahve içmek istiyor ekip. Dondurmalı frappe tercihleri. Ben ise o acı kahveyi içmem mümkün olmadığından dondurma yiyorum.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapAkşamüstü, pasaportlarla birlikte tekneye geliyor Semih. 137 Euro ödüyoruz kendisine. 50 eurosu kendisinin, geri kalanı masraf. Teknede bir süre dinlendikten sonra da akşam yemeği için restorana gidiyoruz. Keyifli bir müzik eşliğinde lezzetli bir akşam yemeği kalıyor arkamızda tekneye dönüp kamaralarımıza çekilirken.
Resimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapResimleri görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap