MAVİ KART – KAHVERENGİ UYGULAMA
Ülkemizde Denizci olmak zor, hele amatör olmak beter bir şeydir. Herkes bilir hevesinizi, tutkunuzu, sevginizi.
Onun üzerine kurarlar ilişkilerini, beklentilerini: En yakınlarınız, “Çılgın” diye bakar adeta, “Nasıl olsa geçer bu heves” , bu alanda hizmet veren ticari kuruluşlar; “Geldi yeni kazımız” gözüyle.
Ya devlet; “Hevesli, ensesi kalın, zevki lüks, bedelini ödemesi gereken” olarak görür. Tüm bu bakışlar ve ilişki sarmalı ile, inadına denizde olmak istersiniz.
Deniz programı yapmak istersiniz televizyonlara;
“Yok mu elinde, magazin, eğlence ya da dizi ?” derler. İnat ederseniz, itilmiş bir günde, unutulmuş bir saatte yayına girip, maliyeti zor kurtarıp yaşam mücadelesi verirsiniz.
Hiçbiri değil ama iki yıldır Amatör denizci üstüne oynanan oyunlar, çıkarılan kanunlar artık çıldırmanıza, “Acaba bu işi artık bırakmanın zamanı geldi mi ?” demenize sebep olmaktadır.
Önce saçma sapan bir vergi uygulaması ile, şu veya bu şekilde anormal yükümlülük artışları, dünyada benzeri olmayan ceza uygulamaları ile karşı karşıya kalırsınız.
Bu yetmez, ardından çevreci, denizi koruyan bir yaklaşımla(!), saçma sapan bir uygulamayı kanunlaştırırlar. Ne haberiniz olur, ne bir dahliniz. Siz uyacaksınız denir.
Uyacağız da, neye ? Çıkan saçmalığa mı?
Denizini temizleyemeyen devlet, 73 milyonun atığını arıtmadan denizler atan devlet, kendi haklarını koruyamayan az sayıdaki denizciye yükler deniz kirliliğini ve ona göre yasalar hazırlar.
Amaç; Denizlerimizi korumak, kirlenmesini engellemek. Peki kim kirletir denizleri; Türk denizciler. Ayni sularda yaşayan yabancılara benzer bir yaptırım yoktur.
Dünyada benzeri olmayan bir depolama hacmi istenir teknelere. Çıkan yasanın hükümleri ölçüsünde teknelere pis su tankları yapılsa, içinde oturacak, yatacak yer kalmaz. Muğla ilindeki çevre bakanlığı yetkilisine, bir tekne gösterilip, durumun mantıksızlığı anlatıldığında; “Canım bir kamarayı tamamen tank yaparsınız , olur biter” der. “Dünyada böyle bir uygulanma yok, çoğu tekne yabancı standartlarda üretilmiş, görüyorsunuz, pis su tankı kapasitesini” dediğinizde, yetkili; “Hep biz mi dünyayı takip edeceğiz, biraz da onlar bize uysun” der, olur biter.
Aslında bu yasaları çıkartan ne o yetkililer, ne onların üst amirleri, ne milletvekilleri, ne de bakanlardır. Uzatmaya gerek yok, bu işten rant sağlamayı aklına koyan, sessizce gelişmeleri izleyen rantçılardır.
1 ) Türk Bayraklı teknelere böyle bir uygulama diretilirken, yabancı bayraklılar neden kapsam dışında. Onların atıklarında boncuk mu var ?(Türk Bayrağına geçiş kazığının yeni örneği daha doğdu, tosun gibi)
2) Yabancı bayraklının muafiyeti, karasularımızdan yabancı tekneleri gitmesin, marinalarımız boşalmasın diye. Bu uygulamayı başlatıp, denizcilere karşı mantıksızca direnenler, bu inceliği atlamayı ihmal etmemişler. Bu kararların arkasındaki gerçek güç neresidir, kimlerdir ortaya çıkmalı.(Güneydeki marinalarda yabancı yatçılar geçen yıl homurdanmaya başlamışlar, seçenek arama yönüne gitmişlerdi. Bizde sonuç ne olacak diye bekliyorduk.)
3 ) Siz kanunu uygulayın. Asıl denizcilerin karşı çıktıkları : Pis suların bedelli olarak pompalara boşaltılması. Bu bedellerin de anormal yüksek oluşu.
Sorarım marinanın tuvaletlerine duşlarına girildiğinde ayrı bir ücret alınır mı, alınsa neler olur ?
Konutlarımızdan toplanan çöplere her gün para verdiğimizi. Verseydik, her kesin ne yapacağını düşünün; At balkondan, ittir merdiven altına...
Uygulamanın amacı gerçekten temizlikse, denizlerin korunması ise(Denizcilerin cebinde kalan son kuruşları temizleme anlamında algılanmasın), bazı kurum ve kuruluşlara yeni kaynak yaratma projesi değilse, bedelsiz uygulanması gerekmez mi. Ya da sembolik olması.
4) Bu suların boşalacağı yerlerin arıtması var mı ? Varsa yeterli mi ? Yeterli kimyasalı kullanacak mali güce sahip mi ? Zaman içinde tüm kıyıları görüntüledik, hem su üstü hem su altı. Belediyelerin deşarj borularını da biliyoruz. Kullanılmayan, kullanılsa bile yetersiz olanları. Kemer plajına akan pis suları, Marmaris dışına atıldığı söylenen, lodosla Turunç plajına gelenleri. Daha bir çok örnek...
Barınaklara soru soruyoruz, arıtma var mı diye . Çoğunda olmadığını görüyoruz, Akyarlar, bir örnek.
Böyle bir uygulamaya geçmeden, bu anlamda alt yapının hazırlanması, yeterlilik kontrolleri ve uygulamadaki başarıları kontrol edilmesi gerekmez mi ?
Parayla benden alsın, döndürüp dolaştırıp, benim atmadığım denize plaj önlerinden boşaltsın...
5 ) Biz denizler kirletilsin, kirli kalsın diyebilir miyiz ? Ondan yararlanan, çoluğuyla çocuğuyla o denizlerde kulaç atan bizleriz. Tek sorumlu ve sorunlu bizmişiz gibi gösterilmemiz acayip. Biz, tonlarca pis suyunu liman ağzına boşaltan günlük tur teknelerini şikayet edenleriz. Bu şikayetler sonucunda bir şey olmadığını görenlerdeniz.
Bu yıl yaptığımız çekimlerde, Göcek Belediye iskelesindeki araştırmamızda, tüm sezon boyunca iskeleye pis su boşaltan 1 -2 tekne dışında tekne olmadığını kayıtlardan üzülerek görenleriz.
Belki faşizanca ama. Bu tür teknelerin denize deşarj yapmamaları için tesisat bağlantılarında denize deşarjın körleştirilmesini isteyenlerdeniz.
6 ) Bu kanunların çıkması yönünde etkili olanlar, varsa tesisleriniz, pis sularımızı ücretsiz alacak mısınız ? Öyle ya ülkemizi, denizlerimizi çok seviyorsunuz, belki bir yararınız bu konuda da dokunur.
Denizlere pis suları çalışmayan arıtma istasyonlarından göz göre göre boşaltılan şehir, belde, sanayi suları için de bir uygulama düşünüyor musunuz ?
Örnek olarak; lodosta Hayıtbükü, Palamutbükü, Poyrazda Mersincik, Körmen kıyılarına sintine basan Yunan gemileri için de bir önleminiz var mı ?
Denizin adaları satılır bir rant, koyları satılır bir başka rant. Hiç değilse teknemizin pis su tanklarına dokunmayın, boncuğumuz kalmadı artık.
Sonuç : Gizli bir güç , çevrecilik şemsiyesi adı altında rant kapısı yaratıyor, bizlerde öyle bakakalıyoruz, yabancı yatçılar kadar yaptırımı olmadan, olamadan.
Biz denizi kirletecek kadar kalabalık olsa idik, aleyhimize çıkan bu kanunlara direnebilecek gücü oluştururduk. Vergi, mavi kart...
Ne yazık ki, biz çok büyük bir topluluk değil, küçük sessiz, güçsüz bir gurubuz...
Belki de bizlere dendiği gibi; Keyifçi.
Levent ÇELMEN
Bağlantıları görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş YapBağlantıları görebilmek için üye olmalısınız.
Üye Ol veya Giriş Yap